Anneannem kaparilerini özenle tuzlu suda bekletir, bir iksir hazırlar gibi üzerine titreyerek mayalardı. Sonrasında mayalanmış kapariyi şeker ve diğer sihirli malzemeler ile kaynatıp çocukluğumun en ilginç tadı olan reçele dönüştürürdü. “Canınıza can katar, şifadır yiyin evlatlarım” dediğini hala hatırlarım.Her zaman bulunmadığından çok kıymetliydi, bir kavanoz mutlaka dolabın arka kısımlarına saklanırdı.
Anneannemden önce ise Evliya Çelebi, 400 yıl öncesinde keşfetmiş bu bitkinin varlığını. Ünlü ”Seyahatname”sinde Çorum’un Osmancık ilçesini anlatırken kapari için şöyle diyor;
”Şehrin üç tarafı kumsaldır; asla çamur olmaz. Havası fazla sıcak olduğundan üzümü lezzetli ve sulu olur. Kumsallığında toprağında ”gebre”adında bir yemiş olur ki sirke turşusu yapılır; gayet faydalıdır. Bu şehirde o turşu meşhur olmuştur.”
İşte bu kumlu toprakta, bu iklim şartlarında”gebre”adında bir yemiş yetişiyor ve yöre halkı bu yemişin sirkeli turşusunu yapıyor.”
Evliya Çelebi, böyle diyor... Peki biz daha da geriye gidersek?
Antik Yunan’da dahi, bilim adamlarının eserlerinde, bu bitkinin hastalıkların tedavisinde ve kozmetikte yararlanıldığından söz ediliyor.
Aristo ve Hipokrat, (M.Ö384-322/M.Ö400) eserlerinde bu bitkinin tomurcuklarında çok sırlar olduğunu yazmışlar.
Mısır’daki Firavun mezarlarından tutun, İtalya’da Rönesans döneminden kalan belgelere kadar, kaparinin faydalarından bahsediliyor. Arkeolojik araştırmalar, çok uzun yıllardır kaparinin kök, yaprak ve meyvelerinden ilaç yapımında kullanıldıını anlatıyor.
Kapari aslen Akdenizli’dir. Kapari kuş uçmaz kervan geçmez dağ başlarında, kaya diplerinde, denize bakan dik yamaçların hiç olmadık yerlerinde çıkar karşımıza. Kapari, hiç nazlanmayan kök sürgünleriyle yeşerdiği toprak parçasına öyle bir sarılır ki sanırsınız ikisi arasında bir aşk var!
Kaparinin doğadaki güçlü kokusu nedeniyle Latince capra yani “keçi” kelimesinden türetildiği düşünülür.
İzmir, Muğla, Aydın, Girit, Rodos ve Akdeniz ülkelerinin çoğunun turşusunu yaptıkları bu bitkinin Akdeniz mutfağında önemi büyüktür.
Kapari bitkisi için kullanılan diğer isimlerden bazıları ise; Kapari, keber, kebere, menginik, gevil, keper, kepere, gebre, gebere, geber otu, gavur bostanı, gabari, keber armutu, gabar biberi, kappari, alcappara, cappero, kapern.
İzmir ve çevresindeki kapari, dünyanın en iyisi olmasına rağmen kapariden en çok gelir sağlayanlar ise; İspanyol halkı. İspanya, senelik 20 milyar dolar kazandıkları kapari tomurcukları sayesinde, kapariyi “Milli Bitki”ilan etmiş. Bizim ülkemizde ise bilen, tükeyen ve koruyan sayısı ne yazık ki çok az.