Merhabalar,
Benim çocukluğum hep bahçeli evlerde geçti. Babamın mesleği dolayısıyla bir çok şehir gezdik. Gezdiğim şehirlerde gördüm ki toprağın bize sunduğu çeşit çeşit armağanlar; aynı güneşin altında mevsiminde en lezzetli halleriyle yeşeriyor, kızarıyor sararıyordu... Bu büyülü dünyayı izlemekten her zaman müthiş keyif aldım.
Annem hiçbir zaman bizim için daha doğal ürün arayışına girmedi. Çünkü o da aynı annesinden öğrendiği gibi, mevsiminde toplanan ne varsa onlardan; reçeller yapar, turşular kurar, salçalar kurutur, erişteler keserdi. Sonra da yaptıklarını özenle kavanozlara koyar; raflara sıra sıra dizerdi. Ben de karşılarına geçer gökkuşağı gibi olan kavanozlara bakar; her kavanoz açıldığında o mevsimin kokusunu içime çeker sonra da afiyetle tadına bakardım.
Annemin eli pek bir lezzetlidir. Gençliğinde yaptığı ne varsa, bize yedirdiği kadar eşe dosta da ikram eder, tarifler verirdi.
Onlar da “Bu lezzetleri herkes tadabilmeli Seçkin Teyze... Keşke tüm ilçeye yetecek kadar yapabilsen..” derdi. Onların bu deyişleri benim “Kadıneli Ev Reçelleri” markasını yaratmama ilham oldu.
Bundan tam 11 yıl önce annemden öğrendiğim reçel tariflerini; atölyemde tıpkı onun yaptığı gibi mevsiminde toplanan meyvelerle ve tıpkısının aynısı anne tarifiyle kaynatmak üzere ocağın başına geçtim. Yanıma da kadın istihdamına destek olmak için sadece kadınlardan oluşan yol arkadaşlarımı aldım. İlk başlarda paket yapmayı dahi bilmezken; bir, iki, derken şimdiye kadar binlerce sipariş aldık. Azimle, sabrederek, yeri geldiğinde çok yorularak uykusuz geceler geçirdik. Ancak neticede tüm taşları tek tek kendi ellerimizle koyduk.
Dünyanın Covid-19 ile tanışmasıyla ise hepimizin hayatında bir çok şey değişti. Sağlıklı yaşamın, doğal beslenmenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırladık.
Sağlık sektöründe yıllarca hizmet veren kardeşim ve üniversiteyi yeni bitiren kızımın memleketine geri dönmesi ile bu konular hakkında çok sohbetler ettik, okuduk,araştırdık, düşündük...
Geçmişten günümüze gelen,unuttuğumuz ya da unutmak üzere olduğumuz tatları damak tadımıza uygun, gelenekseli bozmadan ancak modern tekniklerle canlandıran, tüm ürünlerimizin ait olduğu coğrafyasının karakteristik özelliklerine sahip çıkan bir marka yaratmaya karar verdik.”KADINELİ GURME” işte böyle doğdu.
Çocukluğundan bu yana köy köy dolaşan, en güzel biberi bulmak için en acı biberin tadına bakan, en doğal meyvelerin peşinde koşan birisi olarak çıktığımız bu yolculukta doğanın gizemini, keşfetmek, hazinelerini bulmak ve bu hazineleri herkesle paylaşabilecek olma düşüncesi keyiflerin en güzeli...
Bizim sloganımız “Doğal Yaşamın Güvencesi” Çünkü sizlere sunduğumuz tüm ürünler, hormon, zehir, kimyasal ilaç kullanılmadan mevsiminde yetişmiş meyve, sebze, yemiş ve tahıllardan elde ediliyor. Ana prensibimiz ürünlerin geleneksel yöntemlerle üretilmiş , mevsiminde toplanmış gıdalarla hazırlanmış ve yöresel özellikteki ürünleri sizlere sunulmasıdır.
Ayrıca bizim için bir diğer önemli mesele de kadın istihdamıdır ki bunun için de hangi ürün en iyi nerede yetişiyorsa onu bulup, yerel kadın üreticilerle çalışıyor ve onlara da destek oluyoruz.
Doğadan beslenmek, doğal yaşamak insanı kendine de yaklaştırıyor, biz üç nesil kadınlar olarak doğadan öğrendiklerimizi sizlere sunmanın daimi heyecanı içindeyiz. Buyrun hep birlikte bereketli olsun...
Belgin ALTAY